Gerçek Nedir ? Gerçek İnandığındır !

---

 

Gerçek Nedir ?  Gerçek Dünya, İnandığın Dünyadır

Gerçek nedir ?  

İnsanlık tarihi kadar eski bu soruya hâlâ farklı cevaplar veriliyor.

Yine de yanıltıcı olabilen beş duyumuzla algıladıklarımıza “gerçek” diyelim ve “kalple” algılanan “hakikat” konusuna girmeden devam edelim.

Çevremizdeki dünyayı beş duyumuzla algılar ve aklımızla anlamlandırırız.

Ancak herkesin aklı farklı… O kadar farklı ki, dünyada yaşayan ve yaşamış insan sayısı kadar zekâ türünün olduğunu iddia eden uzmanlar var.

Dolayısıyla her birey, “aynı” etkileri “farklı” biçimde algılayabiliyor.

 

Aynı müziği dinleyen biri hüzünlenirken, diğerinin içi yaşama sevinci dolabiliyor. Çünkü her ikisinin de farklı genetik mirası var ve her ikisi de o müziği bugüne kadar yaşadığı deneyimlerin süzgecinden geçirip değerlendiriyor.

Aynı olaya tanık olan herkes, olayı bir başkasına farklı bir açıdan anlatabiliyor.

Aynı ortamda yetişen, aynı tecrübeleri yaşayan kardeşler bambaşka görüşlere sahip, bambaşka insanlar oluyor.

Çünkü aynı tecrübeler herkes için ayrı neticeler doğuruyor.

 

Bizden bağımsız olarak var olan her şey, biz görüp değerlendirdiğimizde bizim bakış açımızla yeni bir “anlam kazanıyor”.

Aslında büyük bir sorun, içimizden birinin gözüne bir çözüm olarak görünebiliyor.

Korkunç bir çözümsüzlük içinde çırpınan ülkenin içinden çıkan biri, diğerleriyle kıyaslandığında “çarpık” bir bakış açısıyla önerdiği çözümleri uygulayarak tüm ülkeyi felaha kavuşturabiliyor.

Bir başkası, büyük bir inançla bağlandığı “kafasındaki dünya”ya ötekileri de inandırıp tüm ülkeyi felakete sürükleyebiliyor.

Bu inancın gücüdür…

Bu öyle bir güçtür ki, var olduğuna inandığınız hale getirmeniz bile mümkündür gerçekte olanı…

 

Bir ülkeyi veya bir şirketi kurtarır veya batırırken de bir ürünü satarken de inanca ihtiyacınız vardır.

Geçenlerde telefonla satış yapan bir şirketin yöneticisiyle görüşüyordum. Yüksek bedelli ürünleri her satıcının satmayı başaramadığını söyledi.

Neden, diye sordum.

İnançları eksik, dedi.

Ne inancı, dedim.

O ürünü bu fiyata satabileceklerine olan inançları, dedi…

 

Yani gerçekte olmayacak bir şeyi yapabileceğine inanıyorsan, yapmak için en azından denersin.

Denersen de başarma şansın doğar.

Başarırsan da “gerçek” dünyayı “inandığın” dünyaya dönüştürmüş olursun…

 

O BİR İŞADAMI

Hibrit tohumun babası Roswell Garst

Adı Roswell Garst olsa da Bob olarak tanınır. 1898 yılında çiftçi bir babanın, çiftçi olması beklenen bir oğlu olarak doğdu. 1920’li yıllarda geliştirdiği hibrit mısır tohumlarını 1930’lu yıllarda yaygınlaştırmayı başardı. 1930’ların ağır ekonomik kriz şartlarında normal tohumdan çok daha pahalı olan hibrit tohumları satamadı. Umutsuzluğa kapılsa da sonunda bir çıkış yolu buldu. Zaten normal tohum almakta bile zorlanan çiftçilere tohumları mahsulden pay almak karşılığı ücretsiz verdi. Sonuçta hem hibrit tohumların yüksek verimi kanıtlandı hem de Garst zengin oldu.

Charley Thomas ile Iowa Coon Rapids’te 1931 yılında kurdukları şirket kısa sürede büyüdü. Garst and Thomas Hi-Bred Corn Company (Garst ve Thomas Hibrit Mısır Şirketi) olarak kurulan firmanın adı 1983 yılında Garst Seed Company (Garst Tohum Şirketi) olarak değiştirildi… Kısa sürede dünyanın en büyük tohum şirketlerinden birinin sahibi olan “Bob”, takım elbiselerle gezen bir zenginden çok çiftçi gibi yaşamayı ve giyinmeyi sürdürdü.

Özellikle modern tarım yöntemlerinin yaygınlaşması için ABD dışında da çalışmalar yaptı. Almanya ve Fransa gibi sanayileşmiş batı ülkelerinin yanında, Şili gibi gelişmemiş ülkeler ile Macaristan ve Sovyetler Birliği gibi “Demirperde” ülkelerinde de bulundu, tarım yöntemlerini tanıttı.

1953 ile 1964 yılları arasında, yani Soğuk Savaş döneminin en hareketli yıllarında SSCB Genel Sekreteri olan Nikita Kruşçev’in Coon Rapids’teki çiftliğini ziyareti o dönem büyük olay oldu. Bu gezileri ve Kruşçev’le olan ilişkisi ABD ile SSCB arasındaki buzların nispeten erimesine yardımcı oldu. Roswell Garst, kendi ifadesiyle, sadece bir tarımcı değil, aynı zamanda Soğuk Savaş sırasında barışı teşvik eden bir iyi niyet elçisiydi…

1977 yılındaki ölümünden sonra korunan ünlü çiftliği 2009 yılında ulusal tarihi bölge olarak tescil edildi.

 

"Başkalarına karşı zafer kazanan kuvvetlidir, kendi nefsine karşı zafer kazanan ise kudretlidir."

Lao Zi

Milattan önce 6. yüzyılda Çin’de yaşamış, bir kütüphane muhafızı iken insanlardan umudu kesip öküz üstünde ülkeyi terk ederken öğretisini yazan, Taoizm’in kurucusu sayılan ve aslında kim olduğu tam olarak bilinmeyen filozof…