Bu soruyu ABD’nin Stanford Üniversitesi’nde biyo-mühendislik alanında çalışan Jerome Bonnet ve ekibine sorarsanız, alacağınız cevap evet olacak. Çünkü bugünlerde heyecanla çalışan Stanford Üniversitesi araştırmacıları elektronların akışını sağlayan transistörler yerine, DNA ve RNA’yı yani genetik bilgileri taşıyan nükleik asitler kullanarak biyolojik bilgisayar yapmaya hazırlanıyor.
Araştırmacılar bu çalışmayı, biyo-teknolojinin bilimde daha fazla yer alması için önemli bir basamak olarak görüyor ve böylece hücrelerin yönlendirilmesinin kolaylaşacağını düşünüyor. Bu bir devrimin habercisi olabilir.
Özetle söylersek, bu teknolojinin hücre hareketlerini yakından gözlemleme fırsatı sunması ve tedavi amaçlı kullanılması bekleniyor. Peki, başarılı olursa biyolojik bilgisayarların görüntüsü neye benzeyecek?
Bugün bilgisayar denince aklımıza gelecek örneklerin hiçbirine benzemeyecekleri kesin. Öncelikle monitör, klavye, fare gibi donanımları hiç aklınıza getirmeyin. Silikona dayalı olmayacakları da aşikar.
Uzmanlara bakılırsa biyolojik bilgisayar dendiğinde yan yana dizilmiş küçük sıvı kutucuklarını hayal etmek gerekiyor. Kaynak ITO Gazetesi 5 nisan 13
Patent Marka Uzman Avukat Kimdir
Amazon Marka Kaydı Tescili Nedir ?